DALIP GİTMEK DERİNLERİNE
Henüz gözlerim dalamadan ufuklara
Çöktü rehaveti yaşanmamışlıkların.
Yaşlandım mı Tanrım?
Dışlandım mı sevildiğim kadar?
Yoksa ben de Nâzım gibi
Her şehirde bulduğum ilk ruhsuz otel odasında,
Sadece bir tren vedasıymışçasına vatanına,
Ya da kavuşmaya saatler kalmışçasına Vera’sına,
Uykularımı paramparçalayıp hasretiyle erişemediklerimin,
Sana mı yazacağım?
Yoksa ben de kendim gibi
yine manasız bir varoluşun fani
akışına bırakıp kağıttan gemimi
unutarak kendi aidiyetsizliğimi
hissiz ve soluksuz mu kalacağım?
Tedbirliyim bu defa.
Oksijen tüplerimi dalmadan önce
Bir kenara bırakacağım.