EYLEMSİZLİK
​
Aklımız erişemez,
Dilimiz anlatamaz,
Bir yer varmış
ÖÄŸrendiklerimizden azade.
Hüzün, birleÅŸtiren bizi.
İnce ruhların bedenleri
Tek derdi varolabilmek
TuÄŸla duvarlar ile donuk gözyaÅŸları arasında
Sıkışıp kalmışken.
Tam da o hüzne deÄŸer
Omzuna vurup geçen insanların umursamaz bakışları.
Ne kadar çok ihtiyacı var oysa ki sevilmeye
Bahçendeki kurumuÅŸ havuzun.
Umarsızca fırlatıp atılan çekirdek kabukları ile çevrili
Tahta bankın.
Bir gün, belki, bilemezsin, bilinmez,
Hak ettiÄŸi deÄŸeri bulur
İnce ruhlarımız.
O gün yeteceksin herÅŸeye
Ve herÅŸey sana yetecek.
Tüm bu çırpınışlar son bulurken,
Oturacaksın o tahta banka,
Sakince temizleyeceksin yerdeki kabukları.
Usulca bırakacaksın kendini havuzdaki berrak suya,
Yüzmene bile gerek kalmayacak.
Sen, göreceÄŸini gördün,
Gerisi öÄŸrenilmiÅŸ.
Farkındayım.
A priori.
Farkındasın farkındalığımın
Söz konusu tutabildiÄŸin gözyaÅŸlarınken.
Ben de bıraksam kendimi tatlı suya
Batmazdım.
Ben de bıraksam kendimi tahta banka
Kalkamazdım.
Ben de bıraksam kendimi inceliğime
Sadece bırakabilseydim,
Donakalırdım ayaküstü
Herkesin omzuna vurup geçtiÄŸi yerde.